Manidar Stimuliler

  • Bahane - SMS Goeben
  • Incil'e Referans
  • Beklenen $ok
  • Tezat yada Mukemmel Uyum
  • Ezeli Ihtiyac
  • Tarihe Kaybedenler
  • Insanoglu'nun Ozeti
  • Kucuk Egolar Evreni
  • Teori yada Plan
  • Cok-Yonlu Degisim
  • Ke$if yada Yagma
  • Son Umit - Katyusha
  • Kitalarin Islahi
  • Huzur ve Guzellik
  • Guc
  • Verimlilik Rapsodisi
  • Organizasyondan Gelen $evk
  • Negatif Rekabet
  • Piyasa Ozeti
  • Yaratici Yikim
  • Cesitlilik ve Nedenleri
  • Mucadele

Blog Hakkında

Yeni transferler cok yonlu gorusleri dolayisiyla blogu zenginlestirmek icin burada.
--------------------
Blogdaki amaç çok bencil.

Hergün aklımıza gelen yüzlerce düşünceden, gelişmeye değer olanları sistematikleştiriyoruz, onları insan içine çıkmaya zorluyoruz.

Bugün'sunu yaptım bunu ettim' tarzı ego tatminine yönelik bir blog kesinlikle olmayacak. Bu yüzden konu çeşitliği çok olmasına rağmen, odak noktası bu düşüncelerin karşı düşüncelerle diyalektiği olacak.

Haydar Baş ve Milli Ekonomik Modeli

Merhaba, ben The Godfather rumuzlu yazar. Her zaman olmasa da genel olarak Yiğitinkilere zıt görüşlere sahibim. Bu nedenle de çok sesliliği sağlamak adına bloga transfer edildim. Ne kadar sıklıkla yazacağımı bilmiyorum ancak blogdaki yazım hayatıma, 1 Ağustos 2007 tarihinde kaleme aldığım ve o dönemin popüler konularından birisi olan Haydar Baş ve Milli Ekonomik Model üzerindeki düşüncelerimi sizinle paylaşarak başlamak istiyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar dilerim.


22 Temmuz sürecinde çeşitli siyasi partilerden kimileri ilginç, kimileri ekonomik açıdan olanaksıza yakın vaadler aldık. Her zaman olduğu gibi, bu sefer de başa geçen parti -ki temelleri cumhuriyetle ters düşmektedir bu partinin-, ne vaadlerini yerine getirecek, ne yolsuzluklarına ara verecektir... Bunlar zaten yazılıp çizilmekte; bugün burada anlatacağım konu, barajı aşamayan partilerden biri; Büyük Türkiye Partisi (BTP) hakkında olacak.

"Profesör Doktor" ünvanını para karşılığında aldığı söylenen BTP Genel Başkanı Sn. Haydar BAŞ, vaadlerini noterden tastik ettirerek yayınlamıştı, hatırlarsanız. Bu taahhütnamede, 500 YTL vatandaşlık maaşı, 2000 YTL asgari ücret gibi vaadler sıralanmış, bu vaadleri olanaklı kılacak olan kendi milli ekonomik modellerinin de, 30 yıl süren bilimsel çalışmaların ürünü olduğu vurgulanmıştı.



BTP'nin resmi web sitesinden de ulaşılabilecek Milli Ekonomik Model raporunun, "Emisyonun arttırılması ve yapılması gerekenler" başlıklı bölümünde, şöyle bir ifade yer almaktadır:


4- zaten toplanan vergilerin devlete bir faydası olmadığından, proje mukabili üretime verilmiş olmaktadır.


5- toplanacak vergilerle ödenecek faiz ise;


a) ya borç ertelemesiyle yeni bir takvime bağlanır,


b) ya da para basılarak borçlar ödenir.


İktisat konusundaki bilgilerimin çok büyük bir bölümü sadece İktisata Giriş 101 ve 102 dersleri ile sınırlı olması sebebiyle eğer bir hata yapmışsam şimdiden özür dileyerek, Milli Ekonomik Model'in bu çok eleştirilen ve/veya dalgası geçilen "ya da para basılarak borçlar ödenir" ifadesinin aslında sözkonusu rapor bağlamında ne kadar doğru olduğunu burada size açıklayacağım. Aslında biraz düşünmeyle, herkes bunu kanıtlayabilir.

Normal bir durumda, merkez bankasının karşılıksız para basmassının enflasyona yol açacağı açıktır. Ancak bu modelde, şu ifadeye dikkat edilmelidir:


7- Yukarıda anlatılan sistemle, piyasadan sıfır faizle para sağlanacağına göre, bankalardan kredi isteyen de olmayacaktır.
8- Yani sıfır faiz, sıfır enflasyon demek olacaktır.


Bu ekonomik modelde, faizli para sözkonusu değildir. Modelin amaçlarından bir tanesi, faizi yok etmek, değerini "O" (sıfır)'a eşitlemektir. Faizin olmadığı bir ekonomide, faizin enflasyonla korelasyonu yapılabilir mi? Bunun cevabı apaçık "yapılamaz"dır. Peki ya o halde, çift değişkenli bir durumda, değişkenlerden birisi yok sayılarak bir bağıntı kurulabilir mi? Kurulamaz. Dolayısıyla bu ekonomik modelde faiz diye birşey olmadığına göre, üstadın 8. maddede belirttiği gibi enflasyon diye de birşey, iktisat temelleri göz önüne alındığında olmayacaktır.



Enflasyon olmayan bir ekonomide, merkez bankası gece gündüz durmadan para basarak bunu piyasaya sürebilir. Nasılsa, karşılığı olmayan bu para, olmayan enflasyona yol açamaz. Dolayısıyla, fazladan basılan paralarla da iç ve dış borçlarımızı çok rahat bir şekilde ödeyebiliriz.
İşte olay bundan ibarettir.

Ancak... Tüm bunlar arasında şöyle bir durum var ki, bahsetmeden geçemeyiz. "Faiz" ve "enflasyon" terimlerini iktisat biliminden kaldıran bu modelde, merkez bankası ne kadar para basarsa bassın, gerek bu modelin hüküm sürdüğü bir ekonomi içerisinde, gerek faiz ve enflasyonla dönen dünya ekonomisi içerisinde o paralar ne yazık ki tuvalet kağıdı olmaktan başka pek bir işe yaramayacaktır...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Ayni olay 2. Dunya Savasi oncesi Almanya da uygulandi. Insanlarin torbalarla para tasimasina neden olan olay ayni zamanda 1 adet sigaranin bile paradan daha gecerli bir degisim araci olmasina neden olmustu.

Sorulmasi gerekn tek soru sudur. Acaba bu 0 faizli sistem ile devlet harcamalarini nasil finanse edecek, nasil yatirim yapacak? Daha da onemlisi ordusunu nasil donaticak?

Cevabi Sn. Haydar Bas kiraladigi ekonomistlere verdirir artik.

Adsız dedi ki...

Merhaba

DOĞAL FELAKET DEĞİL, KAPİTALİST YIKIM
2009 yılı Eylül ayında Trakya ve İstanbul’da yaşanan sel baskınlarından ortaya çıkan tablo, kapitalizmin en ifade ettiğini net biçimde ortaya koydu.
Bir felaket doğal olabilmesi için, ya da doğal bir felaket olarak kabul edilebilmesi için, öncelikle onun doğanın kendi iç dengeleri içinde ortaya çıkmış bir şey olması gerekir.
Doğayı ve yeryüzü yaşamını yıkımın eşiğine getiren şey kapitalizmin kar ve mülkiyet hırsıdır.
Kapitalistler her yol açtıkları her felaketten sonra yaptıkları gibi bu felaketin ardından da ilgili uzmanlarını devreye soktular.
Kapitalizm ortadan kalkmadıkça, hem dünya ve yeryüzü üzerinde yıkım, hem de yoksulların yaşamında felaket ortadan kalkmayacaktır.

KAPİTALİST, İŞBİTİRİCİ WARREN BUFFETT
Dünyanın en zengin adamı olan Warren Buffett’ın serveti 62 milyar dolar.

56 ülkenin GSMHsından sonra sıralamada yer alıyor.

BİR MAYIS
1 mayıs bayram değildir.
Şiar: BİRİMİZ HEPİMİZ, HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN.

Günümüzde yoksul dünyada, açlık ve kötü beslenme yüzünden dakikada beş yaşın altında 12 çocuk ölüyor.

Etiyopya’da ortalama yaşam süresi 40 yıl iken Almanya, Hollanda, İsviçre, Lüksemburg vb. ülkelerde bu ortalama 78-80 ‘dir.

Şiar: BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ BİRLEŞİNİZ.

Sosyal devlete hayır demek, ayrıcalıklı olmamak demektir.

Adsız dedi ki...

Aykut Bey

Oncelikle sel felaketine Kapitalizmin neden oldugunu soyluyorsunuz. Bunlarin nedeni kapitalizm degil insanin kendisidir.

Evet insan acgozludur ama kapitalizm yuzunden acgozlu degildir. Dogasi geregi acgozludur. Acgozlu olmasa insan diye bir kavram olmazdi.

One surdugunuz sistem iste bu yuzden insani kontrol etmeye calisiyor. Ama orneklerle sabit, insan gonullu olarak kontrol altina alinamaz. Dikta gerekir.

Belki Etiyopya da ortalama yasam 40 yil iken Isvicrede 80 yil olmasanin nedeni, somuru degil insan gudulerini kontrol etmeye calisan diktalardir. Ornek: Mengisto Haile.

Kapitalizm ozgurluk getirmez, ama ozgurlugun saglanmasi icin gereken kosuldur.

Oncelikle kabul etmemiz gereken, uzaya ozellikle su gezegenlerine bakip,akilli hayatin zaten kendi kendini bitiren bir olgu oldugunu gormemizdir.

Yigit

Yorum Gönder